Klimalar dışarı, doğal soğutmalar içeri!

Kapalı mekanlarda sıcaktan kaçmanın tek yolu olarak klimayı biliyorduk; yanılmışız. Bir Türk mühendisinin terlemeyi örnek alarak ürettiği doğal soğutma sistemi sağlığı bozmuyor, az enerji harcıyor ve çevreye zararlı gazları kullanmıyor.

Hava sıcaklıklarının tavan yaptığı şu günlerde insanlar dışarıda olduğu gibi ev ve iş yerlerinde de tabiri caizse ecel terleri döküyor. Aşırı sıcaklar, başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere insan sağlığını olumsuz etkiliyor. İş yerlerinde buna ilave olarak verim düşüyor. Yapılan bir araştırmaya göre işletmelerde 22 derecenin üzerine çıkan her 1 derece, üretkenliği yüzde 3-4 düşürüyor. 32 derecenin üzerine çıkan her 1 derece ise yüzde 5 verim kaybına sebep oluyor. Tüm bu kötü sonuçları yaşamamak için başvurulan ilk çare, kompresörlü, gazlı klimalar. Bu tür teknolojiye sahip klimalar ortamı soğutuyor soğutmasına ama bizzat kendileri ilave sağlık ve çevre problemlerine yol açıyor. Bu suni soğuya direkt maruz kalanlarda ‘klima çapması’ olarak bilinen adale sertleşmeleri, tutulmalar ve hatta felçler görülüyor. Ayrıca klima, yeterli temizlik yapılmazsa adeta hastalık üflüyor. ‘Lejyoner hastalığı’ denilen ve klimada üreyen bir tür bakteri ağır akciğer rahatsızlıklarına sebep olabiliyor. Bu durumda klima kullanmadan terlemek de bir dert, bu cihazlarla serinlemek de…

Artık insanları bu açmazdan kurtaracak daha doğala yakın bir teknoloji geliştirildi: Doğal soğutucular... Literatürde ‘evaporatif soğutucular’ olarak anılan bu sistem, insandan ilham alınarak yapılmış. Terlediğimiz zaman cildimizde oluşan terin buharlaşması neticesinde vücut ısımız düşüyor. İşte bu ‘Allah vergisi harikulade sistem’, doğal soğutmaya da güzel bir örnek. Doğal soğutucularda bu görevi, ıslak petek yüzeyi yapıyor. Böylece içinden geçen havayı soğutuyor. Soğutucu fanın oluşturduğu hava hızı ise soğutma etkisini güçlendiriyor. Bu sayede denizden çıkınca ıslak olan vücudun rüzgârda kuruyarak ferahlık hissi uyandırması gibi bir etki oluşuyor.  

Doğal soğutmanın Türkiye’de öncü ismi Kemal Karşıyakalılar. Almanya’da öğrenim gören makine yüksek mühendisi Karşıyakalılar, daha sonra dünyanın önde gelen firmalarından Asea Brown Boveri’nin Gaz Türbinleri bölümünde çalışmış. 1976’de yurda dönen Karşıyakalılar, 1977’de ısıtma ve soğutma sektöründe çalışan şirketi DİPAZ’ı kurmuş. Bugüne kadar da hiç alan dışına çıkmadan ticari faaliyetini sürdürmüş. Uzun seneler aynı sektörde çalışması ve yurtdışı bağlantıları sebebiyle ilk doğal soğutucu teknolojiyi Türkiye’ye getirmek ona nasip olmuş. DİPAZ, 2000’de patentini alarak doğal soğutma sistemi üretmeye başlamış. Karşıyakalılar’ın verdiği bilgiye göre doğal soğutucular, gazlı ve kompresörlü klimalara göre yüzde 75’e varan oranda daha tasarruflu. Ayrıca, ozon tabakasına zararlı gazlara ihtiyaç olmadığı için de çevreci.

Karşıyakalılar’ın Türkiye’ye kazandırdığı doğal soğutma sisteminin benzerleri artık başka firmalar tarafından da piyasaya sürülüyor. Karşıyakalılar, taklit edilmekten hiç rahatsız değil. Bugün televizyon reklamlarıyla tanıtılan ürünler hakkında “Türkiye kazanıyor” değerlendirmesinde bulunuyor. Kendisi daha çok endüstri, işyeri ve tarım sektörüne hizmet vermekle yetiniyor.

Doğal soğutucuların bir dezavantajlı tarafı var. Fazla nemli bölgelerde verimli çalışmıyor. Mesela kuru iklime sahip bir yerde 16 dereceye kadar soğutma yapılırken İstanbul’da bu rakam 25 derece civarında. Teknolojide öncülük yapan Karşıyakalılar, bu duruma çare bulmak için de yine doğal yolla havanın nemini alan bir sistem geliştirmiş. Kurutuculu nem alma cihazı adı verilen sistemde zeolit madeni kullanılıyor. Zeolit milyonlarca yıl önce volkan patlamaları sonucu oluşan kül ve lavların deniz suyu ile karşılaştığında oluşan bir alüminyum türevi. Gözenekli yapısı sebebiyle iyi bir nem tutucu. Zeolit, bir silikonlu jel ile kurutma tekerine kaplanıyor. Bu tekerin içinden geçerken hava nemini zeolitin gözenekli yapısına bırakıyor. Nem buharlaştırılıyor. Kuru hava, fanlarla dışarı üfleniyor. Bu sistem dünyanın sayılı ülkesinde üretilebiliyor.

Doğal soğutucu ve doğal nem alıcıyı yapıp da ikisini birleştirmemek olur mu? Kemal Karşıyakalılar’ın son cihazı, kurutuculu klima sistemi. Bu sistemde, havanın nemi alınıyor. Diğer taraftan da hava çok nemlendirilerek sıcaklığı düşürülüyor. Bir ısı geri kazanım cihazında birbirine temas etmeden biri soğuğunu veriyor, diğeri sıcağını alıyor. Soğuk hava mekâna fanla aktarılıyor.  Bu sistem en hesaplı klimaya göre en az yüzde 30 az enerji harcıyor. Üstelik sağlık problemlerine de yol açmıyor.

Bu sistemler şimdilik daha çok işyerleri, fuar alanları, depolar, tavuk çiftlikleri, seralar, ahırlar gibi yüksek enerji ve yatırım maliyeti gerektiren yerler için ideal. Havuz başı, kafeterya, kafe ve restoranların açık alanlarında da soğutma yapmak mümkün.

Kaynak:aksiyon.com.tr

Link: http://www.aksiyon.com.tr/teknoloji/klimalar-disari-dogal-sogutmalar-iceri_530235

Dergi: Aksiyon Dergisi Sayı: Ağustos 2011
 


Haber Resimleri